İZOTOP ATOMLAR
Categories: İ
0 Comments
İZOTOP ATOMLAR:Atomların çekirdeğindeki proton sayısı değişmediği halde nötron sayıları değişir. O zaman aynı cins atomun değişik kütleleri ortaya çıkar. Buna o elementin izotopları denir.İzotop atomların kütle numaraları, nötron sayıları farklı, atom numaraları., proton, elektron sayıları aynıdır. Örneğin hidrojen atomunun üç izotopu vardır. BunlarİH, JH (döter-yum),?H (trityum) dır. Bu üç izotopun kimyasal özellikleri aynıdır. Çünkü kimyasal özellikler çekirdekteki proton sayısının tuttuğu elektronlara bağlıdır. Elektronların alınıp, verilmesiyle bir kimyasal değişme olur. Kimyasal değişmelerden çekirdek hiç etkilenmez.
window.google_render_ad();
window.google_render_ad();
-->
May1
İSKELET
Categories: İ
0 Comments
window.google_render_ad();
İSKELET(Biy)Vücut içinde deri altında, ya da kas içinde yer alan iskelettir. Basit yapılı hayvanlardan olan süngerlerde görülen kalker, silis veya boynuzsu maddeden yapılmış olan iskelet çubukları, derisidikenlilerin derisi altında yer alan kaiker plâklar iç iskelet yerini alsa da hakiki iç iskele.t omurgalı hayvanlarda görülür. (Bk İskelet)
-->
May1
İKİEVCİKLİ
Categories: İ
0 Comments
İKİEVCİKLİ(Biy)Aynı cins bir bitkinin erkekve dişi çiçeklerinin ayrı ayrıgövdeler(bi-reyler), üzerinde bulunmasıdır. Sö-ğüt, ıspanak gibi bitkilerde durum böyledir. Bazı söğüt ağaçları sadece dişi çiçekleri, bazı söğüt ağaçlarıda aynı cinsin erkek çiçeklerini taşırlar.
-->
May1
İKİZLER
Categories: İ
0 Comments
İKİZLER (Biy)Aynı anda doğan çocuklara ikiz denir. Hatta üçüz, dördüztere de rastlandığı olur. Bunları meydana gelişi iki şekilde olmaktadır:A- Tek Yumurta İkizleri: Yumurta hücresi döllendikten sonra embriyon meydana getirirken, ilk mitoz bölünme ile iki tane olduğunda, ayrı ayrı gelişip iki embriyon, dolayısı ile ikiz oluşturabilir (1/85 ihtimalle).B- Ayrı Yumurta İkizleri: Bazen de, kadınların döl yatağına iki tane yumurta düşebilir ve bunlar başka başka spermlerle döllenerek ikizleri meydana getirirler.Tek yumurta ikizleri, aynı genotipe sahip olduklarından birbirferine çok benzerler. Hatta parmak izleri bile aynıdır. Ayrı yumurta ikizleri ise hiç birbirlerine benzemezler, biri kız biri erkek olabilir.
-->
May1
İKİ YAŞAMLILAR
Categories: İ
0 Comments
İKİ YAŞAMLILAR (Biy)Kurbağalar gibi hem kara, hem de su hayatına uymuş canlılardır. Omurgalı hayvanlar şubesinde sürün-genierie balıklar arasında bulunurlar. Sürüngenler kara, balıklar İse su hayatına uymuşlardır. Kurbağalar ise, arada geçit teşkil ederler. Embriyon dönemlerini suda, erginlik dönemlerini karada nemli ortamlarda veya su kenarlarında geçirirler. Bu sebepten kurbağalar sınıfına bilim dilinde Amphibian = iki yaşamlı denir.
-->
May1
İLİK
Categories: İ
0 Comments
İLİK (Biy)Kemiklerin içini dolduran yumuşak ve yağlı bir maddedir. Ergin insanda uzun kemiklerin başlarında, kısa ve yassı kemiklerin orta kısımlarında bulunan süngerimsi kemik dokunun boşluklarını kırmızı ilik doldurur. Kırmızı Tİ/k kan hücrelerininyapımında rol oynar. Genç kemiklerin gövde kısmında bulunan kemik kanalı başlangıçta kırmızı ilikle doludur. Ergin insanda bunun yerini sarı ilik alır. Embriyon döneminde kemikler kıkırdak halinde bulunduğundan kırmızı ilik bulunmaz.Bu dönemde kan hücreleri dalakta ve karaciğerde meydana gelirler. Erişkinlerde özellikle kan hücreleri leğen, omuz kaburga, göğüs kemiği gibi kemiklerin kırmızı iliğinde meydana gelir. Kemik iliğini etkileyen herhangi bir hastalık kansızlık yapar.
-->
May1
İNCE BAĞIRSAK
Categories: İ
0 Comments
İNCE BAĞIRSAK(Biy)Sindirim borusunun midenin bitiş yerinden, kalın bağırsağın başlangıç yerine kadar olan kısımdır.. İnsanda 7-8 m. uzunluğundadır. İnce bağırsağın miden in bitiş yeri ile başlayan kısa bölgesine Oniki parmak bağırsağı denir. İç yüzünü kaplayan hücreler enzimler salgılar, böylece bağırsak boşluğunda bulunan besin maddeleri son parçalanmaya uğrar. (Bk. Kimyasal sindirim) Meydana gelen ürünler barsak hücreleri tarafından emilir ve kana karışır. Sindiri-lemeyen artık maddeler ise kalın bağırsağa geçer. Bağırsak yüzeyini kaplayan epitel doku milyonlarca küçük çıkıntı yaparak yüzeyi büyük ölçüde genişletmiştir. Tümür adı verilen bu çıkıntılardan basit şekerler, amino-asitler, mineraller ve vitaminler kılcal kan damarlarına geçerler, yağların sindirim ürünleri ise önce lenf damarlarına oradan da kan dolaşımına geçerler. Bu şekilde kan yolu ile vücudun bütün hücrelerine taşınan besin maddeleri hücrelerde, ya enerji meydana getirmek için parçalanırlar (solunum) ya da hücre yapısına benzer hale gelmek için birleştirilirler (özümleme)
-->
Eki12
İNCİR
Categories: İ
0 Comments
Çiftçenekli bitkilerin dutgiller familyasındandır. Yurdumuzun her yerinde yetişmekle beraber, Aydın ve ■ İzmir çevresinde büyük ölçüde yetiştirilir. Sıcak ve ılık yerleri sever. Dalları kolay kırılır. Kopan yaprakların ve dalların kesik yerlerinden incir sütü denilen beyaz bir madde çıkar. Yaprakları oymalıdır. İncirde çiçekleri taşıyan sap etlenip armut şeklini almıştır. Armut şeklindeki bu sapın içi boş olup erkek ve dişi çiçekler bu-rayadizilmişlerdir.İncirin ayrı ayrı ağaçlarda bulunan iki çeşit çiçek durumu vardır. Erkek çiçek durumları baba incirde = yabani incirde bulunur. Baba incirde dişi çiçeklerde vardır, fakat bunlar verimsizdir. Dişicik boruları kısadır. Yenen incirin çiçek durumunda ise yalnız verimli dişi çiçekler bulunur, dişicik boruları uzundur. Çiçekleri bu şekilde dağılmış olan incir çiçeğinin tozlaşması için ilek sineğine fhti-yaç vardır. Bu sineğin (arının) yumurtlama borusu yabani incirin çiçeklerinin kısa dişicik borusuna uyar. Bırakılan yumurtalar çiçeğin tohum taslaklarının gelişmesini önler. Çiçek verimsiz olur. Genç böcekler burada gelişip yabani incirden çıkarken vücutlarına yapışan çiçek tozlarını diğer çiçek durumlarına taşırlar. Yenen incirin çiçek durumuna gelirlerse, böceğin yumurtlama borusu, bu çiçeklerin dişicik borusu kadar uzun olmadığından, yumurtalar yarı yolda besinsizlikten ölür. Bu arada böceğin getirdiği çiçektozları ile çiçekler tozlaş-mış olur. Oluşan meyvanın göz denilen açık ucu tatlı ve zamk gibi bir sıvı ile kaplanır. Meyve büyür ve tatlılaşır Olgunlaşınca düşer. Meyvası yalancı meyvadır. Bir kısmı kavak inciri, şeker inciri gibi taze iken yenir. Kurutulmaya uygun olanlarda İzmir Lop İnciri, Göklop, Kara Yaprak gibi çeşitleridir. Meyvaları besleyici ve kalori sağlayıcıdır.
-->
Eki12
İNDİRGENME
Categories: İ
0 Comments
Atomlar veya iyonlar elektron alırsa indirgenir. İndirgenme elek-tronalma anlamına gelir, indirgenen atomun elektronu çoğaldığı için değeri azalır.
-->
Eki12
İNDÜKSİYON OLAYI
Categories: İ
0 Comments
İndüksiyon akımları, ilk defa 1831 yılında bir İngiliz fizik bilgini olan Faaday tarafından keşfedilmiştir. Bu olay, dinamoların keşfine yolaçmış olup büyük ölçüde elektrik enerjisinin elde edilmesine imkan vermiştir. Elektrikte pekçok işe yarayan bu olayı basit bir deneyle gösterelim: Büyükçe bir çivi veya demir çubuğun üstüne birkaç kat kağıt sarmak suretiyle iletkeni (çiviyi) yalıtalım. Çivinin bir ucuna yalıtılmış bir bakır teli 50-60 defa saralım. Diğer ucunu da yine aynı şekilde tel sardıktan sonra telin iki ucunu bir telefon kulaklığına, diğer iki ucunu da bir pil bataryasının kutuplarına bağlayalım. Bu durumda telefon kulaklığını kulağımıza tutarsak hiçbir ses duymayız. Fakat devreyi açıp kapamaya devam edersek kulaklıkta tıkırdı duyarız. Bunun sebebi, bataryanın bağlı olduğu tel sargıdan geçen magnetik alanın değişmesi ile, kulaklığın bağlı olduğu devrede bir akımın doğmasıdır. Devre kapalı iken, magnetik alan sabit kalacağından kulaklıkta hiç ses işitilmez.
-->
Eki12
İNDÜKSİYON AKIMININ YÖNÜ
Categories: İ
0 Comments
Akım makarasının üst ucuna bir mıknatısın kuzey kutbu yaklaştırıldı-ğı sırada, hasıl olan indüksiyon akımı sebebiyle, makaranın üst ucunda bir kuzey kutup teşekkül eder. Mıknatıs makaraya sokulurken kuvvet çizgileri artar. İndüksiyon akımı, bu kuvvet çizgilerine zıt yönlü kuvvet çizgileri hasıl eder. Mıknatısın kuzey kutbunu makaradan uzaklaştırırken, meydana gelen indüksiyon akımı sebebiyle makaranın üst ucunda bir güney kutup teşekkül eder. Mıknatıs makaradan çıkarılırken kuvvet çizgileri azalır. İndüksiyon akımı bu kuvvet çizgileri ile aynı yönde kuvvet çizgileri meydana getirir. Kısaca,mıknatıs ÇL’buğununN kutbu makaraya yaklaştırılırken, akım makarasının üst ucunda N (kuzey) kutbu, mıknatıs çubuğunu uzaklaştırırken ise S (güney) kutbu meydana gelir. İndüksiyon akımının yönünü bulmak için ise kuvvet çizgilerinin makaranın N (kuzey) ucundan çıktığını düşünerek sağ el kuralını uygulamamız gerekir (Bk-. Akım makarası)Bir kapalı devrede meydana gelen indüksiyon akımının yönü bu devredeki mıknatık kuvvet çizgilerinin değişmesine karşı koyacak yöndedir.İndüksiyon makarası akım jena-ratörleri, elektrik motorları, transformatörler.. İndüksiyon olayından faydalanılarak yapılırlar
-->
Eki12
İNDÜKSİYON MAKARASI
Categories: İ
0 Comments
İndüksiyon makarası, kalın telli ve az sarimiı bir Primer (birinci) sargı ile bunun üzerine sarılmış ince telli veçoksarımlı sekonder (ikinci) sargıdan meydana gelir. İndüksiyon makarası, indüksiyon yolu ile yüksek potansiyel farkı meydana getirmeye yarayan bir alettir.Pri merin ortasında yumuşak demirden bir çekirdek ve çekirdeğin karşısında, çelik bir yaya bağlanmış olan demir bir çekiç bulunmaktadır. Bu demir çekiç, bir vidanın ucuna dayanır. Birinci makara elek -trikdevresine bağlanır ve devreyi kapatıp akım geçirilirse makaranın demir çekirdeği, mıknatıslanarak, karşısındaki demir çekici (paleti) kendisine çeker. Bu suretle çekiçle vidanın arası açılır ve birinci (Primer) makaradan geçen akım kesilir. Bundan dolayı demir, çekirdek, mıknatıslığını kaybeder. Çekiç de yay tarafından çekilerek, vidanın ucuna değer, bu suretle devre yeniden kapanır. (Akım geçer. Bk . Elektrik devresi) Elektrik zilinde olduğu gibi (Bk . Elektrik zili) burada da birinci makarada ard arda akım keşi lir.Akım kesilince, makaraların içindeki mıknatıs kuvvet çizgileri, birdenbire azalır ve sıfıra düşer. Bu sırada ikinci makarada, yüksek bir indüksiyon elektro motor kuvveti doğar. Akımın kesilişi ne kadar kısa zamanda olursa, meydana gelen elektrik gerilimi de o kadar büyük olur. Çekiçle vidanın ucu aralanırken, bu noktada meydana gelen kıvılcım, birinci (primer) makaradaki akımın kesilme süresini uzatır. Bu kıvılcımın meydana gelmemesi için devreye bir kondansatör bağlanır. (Bk . Kondansatörler). İkinci makarada (sekonder makarada) indüksiyonla meydana gelen yüksek gerilim sebebiyle, bu makaranın tellerinin uçlarına bağlanan elektrod-ların arasında uzunca ve dallı kıvılcımlar oluşur.İndüksiyon makaraları, çeşitli basınçtaki gazlardan elektrik akımı geçirmekte,katot ışınları, vex ışınları elde etmekte, bazı telsiz telgraf verici postalarını çalıştırmakta kullanılır.
-->
Eki12
İNEK
Categories: İ
0 Comments
Geviş getiren toynaklı memelilerden boğanın dişisidir. Yani bir sığır cinsidir. Kutuplar hariç dünyanın her tarafında yaşarlar. Sütü, eti, derisi ve gübresi bakımından çok faydalı bir hayvandır. Sığırların yerli ve yabancı ırkları vardır. Kara sığır, boz step ırkı sığır, kırmızı ırk sığır ve sarı ırk sığır yerli ırkların en tanınmışlarıdır. Tanınmış yabancı ırklar ise et ırkı olan Hereford, süt ırkı fersey ve kemet, kem süt ırkı olan Montafon lardır.
-->
Eki12
İNSÜLİN (ENSÜLİN)
Categories: İ
0 Comments
Pankreas bezinin iç salgısıdır. Bu hormon kana karışarak kandaki şekeri (glikozu) ayarlar. Pankreas az çalışması veya hiç çalışmaması sonucu kandaki şeker miktarı artar, şeker hastalığı başgösterir. Pankreas çok hormon çıkarırsa kan şekeri azalır. Hasta komaya girer. Damarda glikoz çözeltisi verilerekhasta kurtulur.
-->
Eki12
İPEK BÖCEĞİ
Categories: İ
0 Comments
İpekböceği kelebeğinin larva (tırtıl) halidir, ipekböceği kelebekleri, böceklerin tam başkalaşım geçiren pul kanatlılar takımına girerler. Bir cins gece kelebekleridir. Dişi kelebekler döllenmeden sonra yumurtlarlar. Yumurtalar önce sarı renklidir, sonradan kül rengini alırlar. Böcek yetiştiriciler bu yumurtalara tohum derler. Temmuz ayından elde edilen yumurtalar ertesi yılın Nisan ayına kadar+4°C lik kışlaklarda saklanır. Nisan ayından itibaren sıcaklık derecesi yavaş yavaş yükseltilen yerlere alınan yumurtalardan larvalar çıkar. Larvalar yani ipek böcekleri dut yaprağı ile beslenir. 4 uyku ve 5 yaş devresi geçirirlerken zaman zaman gömlek değiştirirler. 5 yaş devresini tamamlayan larvalar, konulan ince bitki dalları arasına yerleşir ve kozalarını örer. Koza örecek larva, alt dudağının iki deliğinden bir salgı çıkarır. Salgı devamlı olarak çıkar.ağızdan çıkınca kurur ve ipek ipliğini yapar. Kozaların çoğu ipek ipliği elde edilmek için harcanır. Kozalar harcanmaz, bekle-nilirse içlerinde krizalit oluşur, krizalitler kelebek haline gelirler ve kozayı keserek çıkarlar. Bu sırada kozadaki 600-1000 m uzunluğundaki ipek ipliği parça parça edilmiş olur. Bu şekilde delinmiş kozanın ipliği işe yaramaz. Buna engel olmak için ipek alınacak koza içindeki krizalitler buharla, soğuk hava ile, basınçla boğularak öldürülür. Yurdumuzun Bursa başta olmak üzere birçok illerinde ipekbö-cekçiliği yapılmaktadır.
-->
Eki12
İRİS
Categories: İ
0 Comments
Gözün dıştan renkli görünen kısmıdır. Damar tabakadan oluşmuştur. Ortasında göz bebeği denilen bir delik bulunur. İçinde, göz bebeğini açan ışınsal kaslarla, daraltan halka kaslar vardır. Bu kaslar düz kaslardır ve isteğimizin dışında çalışırlar. Göze renk veren maddeleri de taşır. İris aynı zamanda bir bitki adıdır.
-->
Eki12
İSKELET
Categories: İ
0 Comments
Canlıların yapısında bulunan sert kısımlara denir. Bazı organlarj koruma, harekete yardımcı olma ve dokulara desteklik sağlama gibi görevleri yardır. Dış ve iç iskelet olmak üzere ikiye ayrılır.Bütün omurgalılarda olduğu gibi insan vücudunda da kemikten yapılmış bir iskelet vardır.
-->
Eki12
iSKORBÜT
Categories: İ
0 Comments
C vitamini eksikliğinden meydana gelen dermansızlık, zayıflık, kanama, özellikle diş etlerinde kanama ve dişlerin erken dökülmesi şeklinde görülen bir hastalıktır. Eskiden gemicilerde çok görülürdü.
-->
Eki12
İSTEMLİ HAREKET
Categories: İ
0 Comments
Yapılıp yapılmaması insanın kendi isteğine bağlı olan harekettir. Bütün iskelet kaslarını kendi isteğimizle çalıştırırız. Bu kasların çalışmasını sağlayan istemli hareket sinirleri (beyin-omurilik sinirleredir.)
-->
Eki12
İSTEMSİZ HAREKET
Categories: İ
0 Comments
İstem dışında yapılan harekettir. Mide bağırsak kasları gibi iç organlarımızda bulunan düz kasların hepsi isteğimiz dışında kasılan kaslardır. Özel yapısı olan yürek ve diyafram kası da isteğimiz dışında çalışan kaslardandır. Otonom sinir sistemi tarafından idare edilir.
-->
Eki12
İŞÇİ KARINCA
Categories: İ
0 Comments
Karınca topluluğunda bütün işleri gören kanatsız karıncalardır.
-->
Eki12
İYON
Categories: İ
0 Comments
+ ) veya (-) yüklü atom veYA atom gruplarıdır. Çekirdeğindeki proton sayısıyla, çekirdek çevresinde dönen elektron sayısı eşit olan bir atom, elektrik bakımından dengededir. Bir atom elektron verirse ( + ), elektron alırsa (-) elektrikle yüklü iyonhaline dönüşür. Bu duruma göre ( + ) yüklü bir atom-iyonu bir ya da daha çok elektronunu kaybetmiş bir atomdur. Negatif bir atom-iyonu ise bir ya da daha çok elektron kazanmış bir atomdur. Örneğin, nötr sodyum atomu (Na°) bir değerlik elektronu kaybetmek suretiyle ( + 1) yüklü sodyum iyonu (Na+! ) haline dönüşür. Nötr klor atomu (Cl°), bir elektron kazanmak suretiyle (-1) yüklü klor iyonu (Ci”)-haline dönüşür. Aynı şekilde kalsiyum atomu 2 elektron vererek Ca+2 iyonu, alüminyum atomu 3 elektron vererek Al+3 iyonu, oksijen atomu 3 elektron alarak O”2 iyonu, fluor atomu 1 elektron alarak F” iyonu haline dönüşürler.Çeşitli elemanların kimyasal bileşik ler yapabilmeleri ancak iyonların birleşmesiyle mümkün olur. Ters elektrikle yüklü iyonlar birbirini çekecekleri için kimyasal bileşik kolayca oluşur. (Bakınız atom ve iyonik bağ).
-->
Eki12
İYONİK BAĞ
Categories: İ
0 Comments
Soy gaz atomlarının yapıları sağlam ve kararlıdır. Bütün atomlar biler şik yaparlarken soy gaz düzenine ulaşmak isterler. Soy gaza benzemek için en kolay yollardan birisi elektron alışverişi yapmaktır. İşte bileşiği oluşturacak elementlerden biri elektron verir, diğeri elektron alırsa, aralarındaki bağa iyonik bağ denir. Elektron alış-verişi sonucunda, elektron alışverişi ile ( + ) ve (—)yüklü iyonların oluştuğu, Coulomb kanununa göre elektrostatik çekme kuvvetlerinin etkin olduğubileşiklerde iyonik bağ görülür. Genellikle bir metal ile ametalden meydana gelen tuzlar bu gruba dahil bileşiklerdir. (NaCI, KCI gibi) Bir metalle bir ametali nasıl birleştiğini sodyum ve klor örneğini alarak inceleyelim.Sodyum elementinin atom numarası 11 dir. Nötral atomunda 11 proton, 11 de elektron yardır. Enerji ile bu elektronlardan bir tanesini uzaklaştırdığımız zaman elektron sayısı 1 azaldığı için atom ( + ) yüklenir. Klor elementinin atom numarası 17′dir. Notral atomunda 17 proton, 17 elek -tronvardır. Dışarıdan 1 elektron aldığında elektron sayısı 18 olur. Etek -tronlarprotondan 1 fazla olduğu için (-1) yük kazanır. Böylece bütün sodyum atomları Na+ iyonları, bütün klor atomları Cİ” iyonları durumuna geçer. (Bakınız atom ve iyon) Zıt işaretli olan bu iyonlar birbirlerini çekerler. Sodyum klorür bileşiği meydana gelir. Burada soydum ve klor iyonlarını bir arada tutan kuvvet elektriksel çekim kuvvetidir. Sodyum ve klor atomlarını (iyonlarını) birbirine bağlayan bu kuvvete İYONİK BAĞ, böylece ortaya çıkan yapıya İYON ŞEBEKESİ denir. İyon şebekesi ( + ) ve (-) yüklü birimlerden m eydana gelen maddelerin katı halde iken teşkil etmiş oldukları yapıya denir.
-->
Eki12
İYONLAŞMA
Categories: İ
0 Comments
Herhangi bir bileşiğin çeşitli etkenlerin tesiri ile kendini meydana getiren ( + ) ve (-) yüklü iyonlara ayrışması olayıdır. Asitler suda eridikleri zaman eriyiklerinde iyonlaşarak, ortama serbest hidrojen iyonları verirler.
H2SO4i=*2H++SO4-2 gibi Bazlar eri yi kleri nde,
NaOH
Na+ +OH”
Ca(OH)2F=*Ca+2 + 2 OH”şeklinde iyonlaşırlar. Tuzların ergimiş halleri ve sudaki eriyikleri pozitif yüklü metal iyonları ve negatif yüklü asit kökü iyonları kapsar.NaCIt^* Na+ + CI” CuSO4f=?Cu+2+SO4′î
-->
Eki12
İVOT
Categories: İ
0 Comments
Senbolü I, atom ağırlığı 127, atom numarası 53, değerliği -1,+1, + 3 + 5 + 7, kaynama noktası 184,35 °C,ergime noktası 113,5°C olan morumsu siyah, keskin kokulu, katı bir elementtir. Peryodik sistemi 5-peri-yot VIIA grubunda (halojenler grubu) dur. İyot doğada eementel halde bulunmaz. Doğada potasyum iyodür (Kl).sodyum iyodür(Nal), magnezyum iyodür (Mgl2) ve sodyum iyodat (NalO3) tuzları bulunmaktadır. Bu tuzlar daha çok Şili Güherci leşi nde bulunur. İyot deniz suyunda kolloidal organik iyot bileşikleri halinde butu nmaktadır.İyot, yoğun ve sünger külü eriyiğinden klor gazı geçirmek suretiyle de ELDE ETMEKTEDİR Labaratuvariarda iyot potasyum iyodür ve mangan dioksit karışımı üzerine hafif sıcakta derişik sülfürik asit etkisiyle elde edilir.İyodun alkoldeki koyu kahve-renkli eriyiğine iyot TENTÜRÜ (TENTÜRDİYOT) denir. %10 oranında olan iyot tentürü, yaraların tedavisinde kullandır. İyot halojenlerin en az aktif olanıdır. Halojenlerin genel özelliklerini gösterir (Bakınız halojenler) iyot suya etkimez.
-->
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder